İçimde bir Sabahattin var.
Sabahattin Ali ya tanırsınız. Hani şu Kürk Mantolu Madonna’nın yazarı. Evet, Kürk
Mantolu demişken: Güzel bir kitap olduğu aşikar, okuyan büyük çoğunluk ‘’ohaaa,
efsaneeee!’’ diyor. Neden? Çünkü sağlam bir aşk hikayesi var içinde; aşk hikayeleri
insanları bir yerlerden yakalıyor mutlaka. Ama Sabahattin Ali’nin o kitaptan
ibaret olmadığını, aşk romanı yazarı olmadığını birkaç kitabını daha okuyanlar
anlar. Özellikle de neredeyse tüm kitaplarını okuyanlar anlar onu. Bunun nedeni
açık: onun yazdıklarında bulunan o içten tavır, o gerçeklerin yaşattığı donup
kalma hissi. Bunlar özellikle öykülerinde gözlemlenen noktalar. Bir defasında
fena sövmüştüm mesela ona: ‘’Lan 4-5 sayfalık, okuması 5-10 dakika süren bir öykü
nasıl benim mideme yumruk gibi iniyor? Vay *** çocuğu.’’ Özür dilerim abi. Aynen,
abi de diyorum ona kendi içimde. İnsan abisiz büyüyünce, böyle yazabilen birini
abi olarak görmek istemesi anlaşılabilir bence.
Neyse, anladınız işte bence
biraz da olsa. Özellikle benim için ne konumda olduğunu anladınız. İşte bu
yüzden, içimde bir Sabahattin var. İnternete adını yazınca doğum tarihi çıkıyor,
eğer doğruysa balık burcuymuş. Ben de öyleyim. İnan veya inanma, burçların bir
olayı var bence ama henüz çözemedim. Astroloji ve Astronomi burçlar konusunda epey
çatışıyorlar, Astronomi’ye göre ‘zodyak’ yıldızlardan ibaret, bunlara anlam
yüklemek batıl inançtan başka bir şey değil. Her neyse, sonuç olarak ben aynı
burçtan olan insanların yüksek oranda benzer kişisel özellikler barındırabildiğini
düşünüyorum. Bundan yola çıkarak insanları tabii ki ayrıştırmıyorum (belki bir
burç hariç) ama denk geldiğini fark edersem de geyiğini yapıyorum. Sabahattin
Ali’nin yazdıklarına bakınca da ‘’ya bu adam bunları yazıyorsa böyle düşünüyordur
herhalde, hayatı böyle görüyordur’’ diyorum. Yazdıkları yeteneğim olsa benim
yazacağım tarz şeyler. Duygusallık ölçüsü, gerçeklik anlayışı, samimiyeti… Kendime
benzetiyorum. Elbette bunlar yazdıklarından ve yarattığı karakterlerden
çıkarımlar.
İki paragraf yazmak
yeterli geldi. Kendime yakın bulduğum, benzettiğim bir adamdan bahsettim. İçimde
bir Sabahattin var, umarım yazma konusunda da onunkine benzer bir yetenek
patlak verir iç dünyamda. Sabooo! Seviyorum seni. Çok! Okuyun arkadaşlar, okuyun
lan! Sabahattin abimizin yazılarını okuyun. Onu okumasanız bile mutlaka bir
şeyler okuyun. Haydi eyvallah.

Yorumlar
Yorum Gönder