Hume ve Nedensellik

David Hume, nedensellik üzerine kavramsal analizler yapıp bu konuda en esaslı eleştiriyi getiren isimdir. Hume'a göre bir A olayının akabinden bir B olayı geliyorsa ve hatta bu art ardalık sürekli ve kesinse, yine de bu durum nedenselliği kanıtlamaz. Örneğin, elimi ateşe soktum ve yandı. Bu olayın aynı şartlarda aynı sonucu vermesinden hareketle nedensel bir çıkarım yapıp elimi ateşe her soktuğumda yanar diyebilirim. Bu genel olarak kabul edilen ve kesin bir durumdur. Fakat Hume'a göre bu sadece empirik bir çıkarsamadır, mantıksal değildir. Ona göre mantıklı olması için temeli olan bir ideye dayanması gerekir. Hume, algıyı ikiye ayırır: İzlenime dayalı algı ve düşünceye dayalı algı. İzlenime dayalı algı, ateşe elimi soktuğum o anda canlı olarak izlenim oluşturan algıdır. Düşünceye dayalı olan algı ise bu anın sonrasında o olayı kafamda canlandırdığım bir taklit, bir kopyadır.  Ne olursa olsun o ilkteki canlılığa ulaşılamaz ve aynı etki görülemez. Hume'a göre izlenime dayanmayan ide temellendirilemez. Bunun için de nedensel olarak düşünülen ide temellendirilemez. Gece gündüzü, gündüz de geceyi ardı sıra izler fakat biri diğerinin nedeni değildir. Bu yüzden anlaşılacağı üzere Hume, nedensellik anlayışını sadece bir inançtan ibaret görür, yani insan psikolojisinin oluşturduğu bir kavram olarak niteler ve temel dayanağını da deneyimler olarak yorumlar. Elimiz bir kere yandıysa eğer tekrar yanacaktır ve tekrar tekrar yandıysa da kesinlikle artık hep yanacaktır. Bu durum, ona göre deneyim ürünü bir çıkarsamadır. Sonuç olarak nedensellik kavramını temelsiz bulur ve reddeder. 

Yorumlar