Byung-Chul Han - Şeffaflık Toplumu: Bölüm 1 Olumluluk Toplumu

 

Şeffaflık Toplumu – Zamanın İzinde
Byung-Chul Han (1959-)


                      

Şeffaflık toplumu olumluluk toplumu olmalıdır, kendini bu şekilde sunar. Şeylerin şeffaflaşması için kendilerine özel olanı, kendi öznelliklerini, kendine haslıklarını bırakmaları, kendilerini sadece fiyat olarak sunmaları ve diğer şeylerle aynılaşmaya çalışmaları gerekir. Çünkü şeffaflık aynılığın dünyasıdır ve orada sadece aynılara ihtiyaç duyulur.

Şeffaflık toplumunda öteki ve yabancı devre dışı bırakılır ve bu yolla sistem istikrar ve hız kazanır. Sistemdeki mevcut zorlama toplumu hizaya sokmaya çalışır. Bu hizaya sokmanın yeni adına ise şeffaflık denir. Toplum şeffaflık adına engellerden arındırılıp aynılaştırılır ve hizaya girer.

Halbuki hayatımızın belki de en temel noktası öznellik, kendiliktir. Bu öznellik ihtiyaç duyulan özgürlüğe götürür ve özgürlük de şeffaflığa izin vermez. Toplumda her şey bilinirse toplum mutlu olmaz, toplumda mutluluğu sağlayan maddelerden biri gizlilik ve mahremiyettir.

Günümüzde haddinden fazla artan bir enformasyon yığını vardır ve bu yığın her şeyi bilme hissi yaratıp gözlerimizi kör etmektedir. Bu açıdan enformasyondaki azlık kötü değil aksine yararlı olabilir.  En basitinden üretkenliği artırır. Toplumda boşluklar, soru işaretleri ve bilinmeyenler olmalıdır. Boşluğun olumsuzluğuna yer veren toplum mutludur. Görme alanında boşluk olmayan aşk, pornografi; bilgide boşluk bırakmayan düşünme ise hesaplamadır. Şeffaflık toplumu bu bakımdan enformasyonda ve görüş alanında boşluk kabul etmez bir yapıya sahiptir.


Hegel’e göre olumsuzluk, olumsuzlukla olan ilişki, onunla oyalanmak tini besler. Olumsuz bir gerilim oluşturan içimizdeki his tinimizi canlı tutar. Şeffaflık toplumundaki gibi olumlunun peşinden ayrılmayanları ise tinsiz olarak görür. Nietzsche’ye göre de aynı şekilde olumsuzluklar ruhu güçlü tutar. Ruh acılardan beslenir. Fakat şeffaflık toplumunda kötü duyguya yer yoktur. Bu yüzden olumluluk toplumu insan ruhunu yeniden organize etmeye çalışır.

                                    

Tam şeffaflık siyaseti siyaset olmaktan çıkarır. Çünkü siyaset gizlilik işidir ve eğer teknik sırlar olmazsa siyaset de olmaz. Örneğin bir parti akışkan demokrasi (hem temsili hem doğrudan demokrasi) ilkesini benimsiyorsa anti-partidir (bunun örneği 2006’da Almanya’da görülmüştür) ve bir anti-parti siyasi bir iradeyi dile getirebilecek, yeni toplumsal koordinatlar çizebilecek durumda değildir.

                                                  

Olumluluk toplumunun genel yargısı Like/Beğendim’dir ve Facebook Dislike/Beğenmedim seçeneği sunmayarak bu bağlamda kararlılık örneği gösterir. Olumluluk ilkeleriyle adım atan bir toplumda iletişim ağı daha çabuk kurulacaktır çünkü olumsuzluk yavaşlatır, aksiyon ve reaksiyonlara engel oluşturur. Halbuki şeffaflık toplumundan beklenti hızlılıktır. Örneğin her şey hızlıca tüketilmelidir. En yüksek hızlanma aynı olan şeylere aynı cevapların (veya tepkilerin) verildiği zaman gerçekleşir. Yani toplumdan bir nevi otomatikleşme beklenir.

Yorumlar